vioft2nnt8|201049142CC5|zubabi_zd|ContentPage|ContentText|0xfeffd507000000003301000001000600

where to buy low dose naltrexone

buy naltrexone 3mg redirect where can i buy naltrexone

champix

champix lunchroomtasty.nl

abortion clinic plattsburgh ny cost

abortion clinic plattsburgh ny cost link

viagra prodej brno

viagra prodej brno online

Mental Minefields The Dark Tales of Zeki Demirkubuz

Zeki Demirkubuz; Nuri Bilge Ceylan ve Yeşim Ustaoğlu gibi bir kaç başka yönetmenle birlikte son on yıldır Türk sinemasında bir devrimin öncülüğünü yapıyor. 1964 yılında Isparta’da doğan Demirkubuz, genç yaşta politikaya karışır, hatta on yedi yaşında mahkum olarak hapishanede yatar. İstanbul Üniversitesi’ni bitirdikten sonra hoca olarak kabul ettiğini sık sık belirttiği Zeki Ökten’in asistanı olarak sinemaya başlar.

Demirkubuz, ilk filmi C Blok’tan itibaren güçlü ve kişisel uslubunu ortaya koymuştur. Evliliği çökmekte olan bir kadının etkileyici bir incelemesi olan film, algısal dünyayla kadının korkuları ve arzuları arasında özgürce hareket eder. Filmin çekildiği soğuk, modern site, karakterin durgun dış görünümünün altında taşmakta olan duygularına etkili bir zıtlık oluşturur.

Sinema eleştirmenleri geleneksel olarak soğuk, katı gerçekçilik sinemasıyla fantezi ve türetme yoluyla verilen içsel, ansal dünya sineması arasında kesin bir ayrım yaparlar; Lumière ile Méliès de bu ortamda sürekli savaş halinde olan ikilidir. Demirkubuz, bu boş ayrımı en yalan kılan çağdaş yönetmenlerden birisidir. Onun bütün filmlerindeki kahramanlar günlük yaşamlarından iç dünyalarındaki yaşama geçerler; buna rağmen Demirkubuz’un filmlerini izlerken bu farklı dünyanın, karakterler için diğeri kadar gerçek olmadığı izlenimine kapılmayız. Bütün karakterlerin yavaş yavaş ortaya çıkan, şaşırtıcı zenginlikte, değişik ve zaman zaman ürkütücü ruh halleri vardır. Özellikle Batı’lı olmayan yönetmenler için gerçekçilik sorumluluğu o denli ağırdır ki karakterler toplumsal örneklere indirgenir, çevrelerinin ürünleri ya da yansımaları olarak kavranırlar. Demirkubuz’un karakterleri asla böyle görülemez; ancak iç dünyalarının bu yaşamlardan tamamen kopuk olduğu izlenimini uyandırmazlar. Demirkubuz’un filmleri, karakterlerinin düşüncelerine bakmamıza izin verir, onların nereden geldiklerini—ve nereye gitmekte olduklarını—anlamamıza yardımcı olur.

“Mental Minefields: The Dark Tales of Zeki Demirkubuz” (“Ruhsal Mayın Tarlaları: Zeki Demirkubuz’un Karanlık Öyküleri”) toplu gösterimi, Zeki Demirkubuz’un her birisi tek başına izlenebilecek, ancak bir arada izlendiklerinde Demirkubuz’un çağdaş dünyada ahlak kavramıyla ilgili olarak sunduğu genel tabloyu çizen, Yazgı (2001), İtiraf (2001) ve Bekleme Odası (2003) adlı filmlerinden oluşan “Karanlık Hakkında Öyküler” adlı üçlemesiyle birlikte yedi filmden oluşan bir program.

Toplu gösterim, Film Society of Lincoln Center, ArteEast ve Moon and Stars Project’in ortak sunumudur.

Richard Peña. Mental Minefields: The Dark Tales of Zeki Demirkubuz. Der. Zeynep Dadak-Enis Kostepen. New York: Altyazı, ArteEast and Moon and Stars Project. 2007.

İngilizceden çevrilmiştir.