Mutsuz evliliği dağılmakta olan Tülay, modern bir sitede yaşamaktadır. Site çalışanı Halit, gizlice Tülay’ı gözetlemekte, her hareketini izlemektedir. Tülay bir akşam eve döndüğünde Halit’le hizmetçisi Aslı’nın kendi yatağında sevişmesine tanık olur. Bu an, Tülay için bilinçsiz bir arayışın başlangıcı olacak, günlük yaşamı algıları ve korkularıyla karışmaya başlayacaktır.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
On yıllık mahkumiyetini tamamlayıp hapishaneden çıkan Yusuf, ablasını ziyaret etmek
için İzmir’e gelir. Eski bir hesabın karşısına çıkması yüzünden oradan ayrılmak
zorunda kalıp, harap ve ucuz bir otele yerleşir. Gidecek başka bir yeri olmadığından
çaresizlik içinde burada beklerken yolu aynı otelde kalan tuhaf bir aileyle kesişir.
Bekir, Uğur ve çocukları Çilem, Yusuf’un ayakta kalabilme savaşında önce bir umut,
sonrasında ise sarsıcı bir kadere dönüşeceklerdir.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
Filmlerde figüranlık yaparak hayatını kazanan İsa, mafyatik bir ortamda elli dolar
çalmakla suçlanır ve fena halde dövülür. Parayı iade etmesi için kendisine yirmi
dört saat sure tanınır. İsa, parayı bulamaz ama bir tabanca bulur. İntihar etmeye
karar vermiş, tam tetiği çekmek üzereyken kapı çalınır...
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
Zengin ve başarılı bir mühendis olan Harun, karısı Nilgün’ün kendisini aldattığını
öğrenir. Önce bu durumla yüzleşmeyip, bildiklerini karısına söylemez. Zaman ağır
ve acılı geçmekte ve belirsizlik dayanılır gibi değildir. Sonunda karısına her şeyi
itiraf ettirmeye karar verdiğinde uzun bir gece başlar. Yedi yıldır evil olan karı-koca,
insan olmanın karanlığında ilerledikçe, kimin kim olduğu tanınmaz hale gelir. Yalvarmalar
şiddete, göz yaşları çığlıklara karışır.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
Zeki Demirkubuz’un Albert Camus’nün Yabancı adlı ünlü romanından esinlenerek senaryolaştırdığı
Yazgı, nedeni olmaksızın kendisini suçlu hisseden ve iradesini kullanmayı reddeden
bir insanın tuhaf, akıl dışı öyküsünü anlatır.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
Başkalarına göre idealist ve ilkeleri için yaşayan ama kendisine göre inançsız ve
kibirli bir insan olan yönetmen Ahmet, Dostoyevski'nin Suç ve Ceza romanını filme
çekmek istemektedir. Hem çekeceği filme hem de sevgilisi Serap ve yaşadığı hayata
karşı nedensiz bir kayıtsızlık içinde, kendini evine kapatmış, adeta bir münzevi
gibi yaşamaktadır. Bütün bunlar olurken asistanı Elif, filmin hazırlık çalışmalarını
sürdürmekte ve romanın kahramanı Raskolnikof’u oynayacak kişiyi aramaktadır.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
Kader, yönetmenin ikinci filmi Masumiyet’te (1997) tanımış olduğumuz iki karakterin
gençlik öyküsünü anlatır. Bekir, Uğur’a aşık olur. Uğur da başı hep belada olan
Zagor’a.
Zagor, iki polisin öldürülmesi olayına karışıp tutuklanır. Bu olay, başlangıçta
Bekir için bir umut gibi görünse de, bu acımasız aşkın peşinde yıllarca sürecek
amansız bir hastalığın başlangıcı olacaktır. Bekir, üçüncü sınıf otel odalarında,
esrar alemlerinde, taşra pavyonlarında Uğur’un inatçı bir köpek gibi izini sürecek,
üç insan arasında yaşanan bu tuhaf aşk, acıyla, yoksullukla, gözyaşıyla ve kötülükle
büyüyecektir.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
1930'lar, Zonguldak... 29 Ekim gecesi Cumhuriyet balosu yapılmaktadır. Bu küçük,
sıkıcı kömür kentine iki ay önce taşınan maden mühendisi Halit, eşine az rastlanır
güzellikteki karısı Mükerrrem, Halit’in kız kardeşi ve sığıntısı Seniha da davetlilerin
arasındadır. Kentin en zengin ailesinin oğlu Nüshet, Mükerrem’i dansa kaldırdığında,
oturduğu kuytu köşeden onları gözleyen Seniha, yengesinin bu kız gibi güzel çocuğa
karşı koyamayacağını hemen farketmiş, Tanrı’nın onu çirkinliğin yazgısına boyun
eğen olmaktan, güzelliğin kaderini çizen mertebesine yükseltmeye karar verdiğini
o anda anlamıştır.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
Muharrem, nefret ettiği ve edildiğini halde eski arkadaşlarının yemeğine kendisini
zorla davet ettirir.
Masum didişmeler, ufak kişilik gösterileri ile başlayan yemek, giderek dumanlanan
kafaların etkisiyle utanç dolu geçmişe doğru yol almaya başlar. Defterler açılır,
hesaplar ortaya dökülür.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
Sevgilisiyle birlikte olduğu gece karısı ve küçük kızını trafik kazasında kaybeden
Ahmet, “akıl-fikir işleri” yapan mühim bir şahsiyettir.
Kimseyi umursamayan, hiçbir şeyin önünde eğilmeyen biri olarak bu trajik olaydan
pek etkilenmeden yaşamına devam eder ama bir süre sonra, görünürde bir sebep olmaksızın
kendinde ve yaşamında bazı değişimler olmaya başlar.
Küçük terslikler, tuhaf aksilikler art arda gelmekte, çok sevdiği kadınlarla arası
bozulmakta, hayat karşısında zorlanmakta ve kendisinden beklenmeyecek zafiyetler
göstermektedir.
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.
Kocası Cemal yaşadığı çöküşün ardından, bir iş için gittiği Romanya’da tutuklanınca acilen ameliyat olması gereken hasta çocuğuyla bir başına kalan Emine, elişi aldığı atölyede kocasının eski patronu Ziya ile karşılaşır. Ziya bir zamanlar çok hoşlandığı ama Cemal’i seçip onunla evlenen genç kadının ve çocuğunun durumunu öğrenince kayıtsız kalmaz.
Cemal aylar sonra İstanbul’a döndüğünde her şey beklediğinden iyi görünmektedir. Emine konfeksiyon atölyesinde çalışmaktadır, çocuğu sağlıklıdır. Ancak, tesadüfen bulduğu kabarık hastane faturası, Ziya’nın çocuğunu ameliyat ettirdiğini öğrenmesine ve Eminenin bunu gizlediğinin ortaya çıkmasına neden olur.
Başına gelenlerden Ziya’yı sorumlu tutup ondan nefret eden ve Emine’yi deli gibi kıskanmakta olan Cemal, altında başka korkular taşıdığı bu sert ve acımasız durumla yüzleşmeyi mi yoksa görmezden gelmeyi mi seçecektir?
Filmin detaylarını görmek için tıklayın.